Krebs döngüsü trikarboksilik asit döngüsü veya Sitrik asit döngüsü canlı hücrelerin besinleri yükseltgeyerek enerji elde etmesini sağlayan ve bütün yaşam biçimlerinde önemli bir yer tutan kimyasal süreçlerin son aşamasıdır. olarak da bilinir. 1937'de Hans Adolf Krebs tarafından açıklığa kavuşturulan tepkimelerin hayvan bitki mikroorganizma ve mantar gibi birçok hücre türünde oluştuğu saptanmıştır.
Krebs döngüsü hücresel oksijenli solunumun glikoliz evresinden sonra gelen ikinci aşamasıdır. Krebs devri reaksiyonları mitokondride gerçekleşir. Reaksiyonlar başlamadan önce 2 molekül pirüvik asit mitokondriye geçer. Döngüde basamaklarda oluşan her NAHD2+ ve FADH2+ Elektron Taşıma Sistemi'ne aktarılır.
24 Kasım 2010 Çarşamba
Glikoliz
Glikoliz Alm. Glykolyse, Fr. Glycolyse, İng. Glycolysis. Glikozun çeşitli enzimler yardımıyla birbirini takib eden kademelerden geçerek pirüvata kadar parçalanması olayı. Bir molekül glikozun glikolizi sonucunda iki molekül pirüvat meydana gelir. Glikoliz, birbirini takib eden dokuz safha sonucunda gerçekleşir. Her bir reaksiyon basamağında ayrı bir enzim görev yapmak suretiyle, süresi boyunca dokuz çeşit enzim faaliyet gösterir.
Glikoliz, glikozun çeşitli basamaklardan geçerek iki molekül pirüvata kadar parçalanmasından ibarettir. Oksijenli ve oksijensiz solunum yapan hücrelerin stoplazmasında, oksijen kullanılmadan gerçekleşen ortak bir enerji elde etme yoludur. Glikoliz sonucunda verim olarak 2ATP sentezlenir. Bu da glikoz molekülünün bütün enerjisinin ancak % 2 kadarıdır. Gerek oksijenli ve gerekse oksijensiz solunum yapan bütün organizmalarda glikoliz görülür ve hepsinde reaksiyon kademeleri aynıdır. Ancak glikolizden sonraki (pirüvattan sonraki) basamaklarda bazı farklılıklar görülür. Mesela, oksijenli ortamda yaşayan hücreler, glikolizin son ürünü olan pirüvatı, asetil koenzim-A (Asetil Co-A)ya dönüştürerek “krebs çemberi” denilen reaksiyonlar dizisine sokarak olayı oksijen varlığında mitokondrilerde devam ettirirler. Glikoz molekülü krebs sonunda CO2 ve H2O moleküllerine kadar parçalanır ve oksijenli solunum sonucunda 38 ATP sentezlenmiş olur. Oksijensiz şartlarda ise pirüvat; etil alkol, asetik asit, laktik asit gibi ürünlere dönüşür. Bu olaya fermantasyon denir ve sonucunda 2ATP sentezlenir (Bkz. Fermantasyon). Glikoliz de bir çeşit fermantasyon olarak kabul edilebilir. Glikoliz, bazı ökaryotik hücrelerin yeterli oksijen bulamadığı zamanlarda, acil ATP üretimi için, hayat kurtarıcı bir rol oynar.
Glikoliz olayının başlaması için glikoz molekülünün önce aktifleştirilmesi gereklidir. Bunun için bir ATP harcanarak heksokinaz enzimi yardımıyla glikoz önce “glikoz-6-fosfat”a, bu da fosfoglukoizomeraz enzimi ile katalizlenerek “fruktoz-6-fosfat”a dönüşür. Bir ATP daha harcanarak fosfofruktokinaz enzimi etkisiyle “fruktoz-1,6-difosfat” meydana gelir. Aldolaz enzimi katalizörlüğüyle bu madde, “dihidroksi aseton fosfat (DHAP)” ile “3-fosfogliser aldehite (3-PGAL)” parçalanır. Bu üç karbonlu triozlar (şekerler) fosfotrioz izomeraz enzimiyle birbirlerine dönüşebilirler.
Bundan sonraki reaksiyonlar 3-PGAL üzerinden yürütülür. DHAP da 3-PGAL’e dönüşerek aynı yolu izlediğinden bundan sonraki reaksiyonlar iki kat olarak düşünülür ve ATP ile ilgili hesaplar da buna göre yapılır. PGAL’den gliser asit (1,3-difosfogliserat) meydana gelirken, serbest kalan hidrojen, NAD+ (nikotinamit adenin dinükleotit) akseptörü tarafından tutularak NADH’ye indirgenir (NAD+ fiNADH+H+). Bu yakalama işinde fosfogliseraldehit dehidrogenaz enziminin rolü vardır. Meydana gelen 1,3 difosfogliserik asit, fosfogliserat kinaz enzimiyle “3-fosfogliserik aside (3-PGA)”, fosfogliserat mutaz enzimi ile “2-fosfogliserata (2-PGA)”, o da enolaz enzimiyle “fosfoenol pirüvik aside (PEPA)” dönüşür Glikolizin son basamağı olarak da PEPA, fosfopiruvet kinaz enzimi ile “pirüvik aside (pirüvata)” dönüşür ve bir mol daha ATP sentezlenir.
Reaksiyonlar 3-PGAL’den itibaren iki kez tekrarlandığından, glikoliz sonucunda her bir glikoz molekülünden 2 mol pirüvat, 2 mol NADH+ H+ (indirgenmiş nikotin amit adenin dinükleotit) ve kazanç olarak 2 mol ATP meydana gelir.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Glikoliz, glikozun çeşitli basamaklardan geçerek iki molekül pirüvata kadar parçalanmasından ibarettir. Oksijenli ve oksijensiz solunum yapan hücrelerin stoplazmasında, oksijen kullanılmadan gerçekleşen ortak bir enerji elde etme yoludur. Glikoliz sonucunda verim olarak 2ATP sentezlenir. Bu da glikoz molekülünün bütün enerjisinin ancak % 2 kadarıdır. Gerek oksijenli ve gerekse oksijensiz solunum yapan bütün organizmalarda glikoliz görülür ve hepsinde reaksiyon kademeleri aynıdır. Ancak glikolizden sonraki (pirüvattan sonraki) basamaklarda bazı farklılıklar görülür. Mesela, oksijenli ortamda yaşayan hücreler, glikolizin son ürünü olan pirüvatı, asetil koenzim-A (Asetil Co-A)ya dönüştürerek “krebs çemberi” denilen reaksiyonlar dizisine sokarak olayı oksijen varlığında mitokondrilerde devam ettirirler. Glikoz molekülü krebs sonunda CO2 ve H2O moleküllerine kadar parçalanır ve oksijenli solunum sonucunda 38 ATP sentezlenmiş olur. Oksijensiz şartlarda ise pirüvat; etil alkol, asetik asit, laktik asit gibi ürünlere dönüşür. Bu olaya fermantasyon denir ve sonucunda 2ATP sentezlenir (Bkz. Fermantasyon). Glikoliz de bir çeşit fermantasyon olarak kabul edilebilir. Glikoliz, bazı ökaryotik hücrelerin yeterli oksijen bulamadığı zamanlarda, acil ATP üretimi için, hayat kurtarıcı bir rol oynar.
Glikoliz olayının başlaması için glikoz molekülünün önce aktifleştirilmesi gereklidir. Bunun için bir ATP harcanarak heksokinaz enzimi yardımıyla glikoz önce “glikoz-6-fosfat”a, bu da fosfoglukoizomeraz enzimi ile katalizlenerek “fruktoz-6-fosfat”a dönüşür. Bir ATP daha harcanarak fosfofruktokinaz enzimi etkisiyle “fruktoz-1,6-difosfat” meydana gelir. Aldolaz enzimi katalizörlüğüyle bu madde, “dihidroksi aseton fosfat (DHAP)” ile “3-fosfogliser aldehite (3-PGAL)” parçalanır. Bu üç karbonlu triozlar (şekerler) fosfotrioz izomeraz enzimiyle birbirlerine dönüşebilirler.
Bundan sonraki reaksiyonlar 3-PGAL üzerinden yürütülür. DHAP da 3-PGAL’e dönüşerek aynı yolu izlediğinden bundan sonraki reaksiyonlar iki kat olarak düşünülür ve ATP ile ilgili hesaplar da buna göre yapılır. PGAL’den gliser asit (1,3-difosfogliserat) meydana gelirken, serbest kalan hidrojen, NAD+ (nikotinamit adenin dinükleotit) akseptörü tarafından tutularak NADH’ye indirgenir (NAD+ fiNADH+H+). Bu yakalama işinde fosfogliseraldehit dehidrogenaz enziminin rolü vardır. Meydana gelen 1,3 difosfogliserik asit, fosfogliserat kinaz enzimiyle “3-fosfogliserik aside (3-PGA)”, fosfogliserat mutaz enzimi ile “2-fosfogliserata (2-PGA)”, o da enolaz enzimiyle “fosfoenol pirüvik aside (PEPA)” dönüşür Glikolizin son basamağı olarak da PEPA, fosfopiruvet kinaz enzimi ile “pirüvik aside (pirüvata)” dönüşür ve bir mol daha ATP sentezlenir.
Reaksiyonlar 3-PGAL’den itibaren iki kez tekrarlandığından, glikoliz sonucunda her bir glikoz molekülünden 2 mol pirüvat, 2 mol NADH+ H+ (indirgenmiş nikotin amit adenin dinükleotit) ve kazanç olarak 2 mol ATP meydana gelir.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
New York'ta Beş Minare 2010 Fragmanı İzle

Filmde iki Türk polisini canlandıran Mustafa Sandal ve Mahsun Kırmızıgül’ün FBI’ın yakaladığı Türk kaçakçıyı teslim almak için gittikleri Newyork’ta yaşadıkları anlatılıyor. Bu iki polis teslim alıp Türkiye’ye götürmeleri gereken kaçakçıyı ellerinden kaçırınca intihar etmeye karar verirler. Ve ünlü Empire State’in tepesine çıkarlar ve Mahsun Kırmızıgül burda Newyork’ta Beş Minare’yi söyler. Bakalım olaylar bundan sonra nasıl gelişir.
“Beyaz Melek” ve “Güneşi Gördüm” adlı filmleriyle gişe rekorları kıran Mahsun Kırmızıgül, yeni filmi “New York’ta Beş Minare”nin hazırlıklarına başladı.
“Beyaz Melek” ve “Güneşi Gördüm” adlı filmleriyle gişe rekorları kıran Mahsun Kırmızıgül, yeni filmi “New York’ta Beş Minare”nin hazırlıklarına başladı.
“New York’ta Beş Minare” adlı filmi, hikayesini ve senaryosunu yazan Mahsun Kırmızıgül yönetecek.
Filmin çekimlerine Nisan ve Mayıs aylarında Boyut Film-Murat Tokat’ın yapımcılığında başlanacak. Mahsun Kırmızıgül ve Mustafa Sandal, 11 yıl önce bir araya gelerek projeyi çekmeye çalıştı. Ancak ikili başarılı olamadı.
İlk kez bir sinema filmi için kamera karşısına geçecek olan Mustafa Sandal, filmde top sakallı ve kısacık saçlarıyla yer alacak.
Yönettiği iki filminde de aynı zamanda kamera karşısına da geçen Mahsun Kırmızıgül, yeni filminde de uzun saçlarıyla izleyici karşısına çıkacak.
“New York’ta Beş Minare” adlı filmin yedi sahnesinden oluşan teaseri önceden çekilerek, sinema salonlarında izleyicisiyle buluşmaya başladı.






Film, Kasım ayında vizyona girecek. Mahsun Kırmızıgül’ün senaryosunu yazdığı ve yönettiği ilk filmi “Beyaz Melek”, 2 milyon 31 bin 935 seyirci ile 2007 yılının en çok izlenen filmi oldu.
Kırmızıgül’ün ikinci filmi “Güneşi Gördüm” de geçen yılın en çok izlenen ikinci filmi olarak tarihe geçti. Filmi, 2 milyon 491 bin 454 kişi izledi.
Kaspersky 2011 Trial Reset Regedit
Günümüzde en iyi antivirüs programı yarışması yapılsa ki çoğu kez yapılmıştır. en iy antivirüs koşulsuz kaspersky denilebilir.Kaspersky 2011 yılına damgasını vuracak antivirüs ve internet security yazılımları ile büyük bir çıkış yaptı.Kaspersky internet security 2011 kaserpersky antivirüs 2011 versiyonları gerçekten kaliteli ve hoş bir arayüze sahipler.
EVET %100 ÇALIŞAN KASPERSKY 2011 DENEME SÜRÜMÜ RESETLEME YAZILIMI ARTIK HİZMETİNİZDE
LİNKTEKİ DOSYAYI İNDİRİN VE İşletim sisteminize uygun olan BAT Dosyasını çalıştırın ve karşınıza gelen uyarıları adımı adımına takip edin ve kaspersky deneme sürümünü etkinleştirin.Artık trial sorununuzu çözüyoruz..
Kaspersky 2011 Trial Reset – Yeni Versiyon Problemsiz (Sadece Kaspersky İnternet Security 2011 versiyonu ile test edildi)
Konya´Da Görme Engelli 16 Yıllık Öğretmen Yılın Öğretmeni Seçildi
Konya'da '24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şubesi tarafından görme engelli 16 yıllık öğretmen 40 yaşındaki Erol Baran, yılın öğretmeni olarak seçildi.
Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şubesi, Öğretmenler Günü nedeniyle dernek üyeleri arasında yüzde 70 görme engelli Selçuklu Görme Engelliler İlköğretim Okulu'nda görev yapan 1 çocuk babası Erol Baran'ı yılın öğretmeni seçti. Yılın öğretmeni, dernek binasında düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. 8 yaşında gözünden geçirdiği rahatsızlık sonucu yüzde 70 görme engelli olan Erol Baran, "Görme engelimi ailemin desteği ve kendi azmimle yendim. Özellikle buradan ailelere seslenmek istiyorum. Engelli çocukların daha çok eğitim ve öğretime ihtiyacı var. Onları toplumla iç içe tutabilmenin yollarından biri, eğitimden geçer."dedi.
Dernek başkanı Veli Özağan ise, engellilerin öğretmenlik mesleğini seçmelerini temenni etti. Özağan," Engelli vatandaşlarımız eğer öğretmenlik mesleğini seçerlerse eğitim fakültelerini bitirdikten sonra, hem istihdamı sağlayacak, hem çocuklar engelli vatandaşların nasıl öğretmenlik yaptığını anlayacak. Bu şekilde halkımızın engelli vatandaşlara bakış açısıda değişecek."dedi.
Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şubesi, Öğretmenler Günü nedeniyle dernek üyeleri arasında yüzde 70 görme engelli Selçuklu Görme Engelliler İlköğretim Okulu'nda görev yapan 1 çocuk babası Erol Baran'ı yılın öğretmeni seçti. Yılın öğretmeni, dernek binasında düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. 8 yaşında gözünden geçirdiği rahatsızlık sonucu yüzde 70 görme engelli olan Erol Baran, "Görme engelimi ailemin desteği ve kendi azmimle yendim. Özellikle buradan ailelere seslenmek istiyorum. Engelli çocukların daha çok eğitim ve öğretime ihtiyacı var. Onları toplumla iç içe tutabilmenin yollarından biri, eğitimden geçer."dedi.
Dernek başkanı Veli Özağan ise, engellilerin öğretmenlik mesleğini seçmelerini temenni etti. Özağan," Engelli vatandaşlarımız eğer öğretmenlik mesleğini seçerlerse eğitim fakültelerini bitirdikten sonra, hem istihdamı sağlayacak, hem çocuklar engelli vatandaşların nasıl öğretmenlik yaptığını anlayacak. Bu şekilde halkımızın engelli vatandaşlara bakış açısıda değişecek."dedi.
Hızlı Saç Uzatma Yöntemleri
Bazı bayanlar saçlarının kısa olmasını ister ama bazıları da beline kadar gelmesini ve çok uzun olmasını ister. İnlaki erkek olmak gerekmiyor tabi ki . Benim gibi saçları uzun iken kesenler pişman olur ve sonra nasıl uzatırım diye kara kara düşünür.
Siz değerli okurlarımıza bugün ufak bilgiler vereceğiz uyguladığınızda ise saçlarınızdaki farkı siz de rahatlıkla görebilecek ve bizlere tekrar tekrar teşekkür edeceksiniz.
Saçlarınızı Uzatmak İçin Tavsiyelerimiz
Saçlarınızı Uzatmak İçin Tavsiyelerimiz
- Dövülmüş nar kabuğu, sinemaki ve civan perçemini bu üç malzememizi yarım saat suda kaynatıyoruz.
- Kaynadıktan sonra süzüyor ve losyon haline getiriyoruz.
- Losyon haline gelen sıvımızı, yumurta ve susam yağı ilave ederek tekrar karıştırıyoruz.
- Elde ettiğimiz losyonla beraber saçlarımızı sürekli yıkıyoruz.
Hücre
Hücre
Mikroskopla bakıldığında hücrenin yapısı, keratin (kırmızı) ve DNA (yeşil)Hücre, canlının canlılık özelliklerini taşıyan, yapı ve görev bakımından en küçük parçasıdır. Hücreye "göze" de denir.
Bitkisel ve hayvansal her organizma, hücre adı verilen yapı taşlarından oluşur.
Hücre Çeşitleri
Mikroskopla bakıldığında hücrenin yapısı, keratin (kırmızı) ve DNA (yeşil)Hücre, canlının canlılık özelliklerini taşıyan, yapı ve görev bakımından en küçük parçasıdır. Hücreye "göze" de denir.
Bitkisel ve hayvansal her organizma, hücre adı verilen yapı taşlarından oluşur.
Hücre Çeşitleri
Ökaryotik hücreler
Ökaryotlar (Lat., Eukaryota), organel zarı bulunduran dolayısıyla çekirdek materyali hücrenin sitoplazmasına dağılmamış olduğundan da gerçek çekirdeğe sahip organizmaları kapsayan canlı âlemidir. Karyon Latincede çekirdek anlamını verir eu ön takısı da gerçek demektir.
Kalıtsal materyal, hücre içerisinde belirli bir zarla çevrilmiş çekirdeğin içinde bulunur. Kromozomlar DNA'dan ve proteinden oluşmuş olup, mitozla bölünürler. Sitoplazmalarında karmaşık organeller bulundururlar.
Prokaryotlara göre çok gelişmişlerdir. Hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve protistler âlemlerini kapsar.
Kalıtsal materyal, hücre içerisinde belirli bir zarla çevrilmiş çekirdeğin içinde bulunur. Kromozomlar DNA'dan ve proteinden oluşmuş olup, mitozla bölünürler. Sitoplazmalarında karmaşık organeller bulundururlar.
Prokaryotlara göre çok gelişmişlerdir. Hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve protistler âlemlerini kapsar.
Prokaryotik hücreler
Bakteriler ve mavi-yeşil alglerdeki hücre tipleri bu gruba girer. Bunların çekirdek zarı ile çevrili çekirdekleri yoktur. Sitoplazmalarında mitokondri gibi zarlı organeller yoktur. Kalıtım maddesi olan DNA sitoplazma içerisine dağılmış durumdadır. Ribozomları vardır. Bu hücrelerin hayati faaliyetleri sitoplazmada ve hücre zarında gerçekleşir.
Hücrenin Yapısı
Bakteriler ve mavi-yeşil alglerdeki hücre tipleri bu gruba girer. Bunların çekirdek zarı ile çevrili çekirdekleri yoktur. Sitoplazmalarında mitokondri gibi zarlı organeller yoktur. Kalıtım maddesi olan DNA sitoplazma içerisine dağılmış durumdadır. Ribozomları vardır. Bu hücrelerin hayati faaliyetleri sitoplazmada ve hücre zarında gerçekleşir.
Hücrenin Yapısı
Hücre Yapısı: 1)Çekirdekçik 2) Çekirdek 3)Ribozom 4)Vezikül 5)Granüllü (Tanecikli)Endoplazmik Retikulum 6)Golgi Aygıtı 7)Sitoiskelet 8)Granülsüz (Düz)Endoplazmik Retikulum 9)Mitokondriler 10)Koful 11)Sitoplazma 12)Lizozom 13)Sentriyoller

Çekirdek
İşlevi hücrenin yaşamını sürdürmek ve çalışmasını düzenlemektir.4 bölümden oluşur;çekirdekçik,kromatin ağ,çekirdek zarı ve çekirdek sıvısı şeklindedir.Çekirdek ayrıca hücre ana maddesi içindeki birçok küçük organelin birbirleriyle uyumlu olarak çalışmasını sağlar. Çift katlı zara sahiptir.Alyuvarlar çekirdeklerini sonradan kaybeder
Golgi aygıtı G.A.
Golgi aygıtı G.A.
Zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. Asıl görevinin hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır.paketleme ve salgı görevi yapar.Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır.Örnegin; ter bezlerinden ter, tükrük bezlerinden tükrüğün atılması gibi bir olaydır.
Koful
Koful
İçleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup bitki hücrelerinde hayvan hücrelerinden daha fazla bulunur. Genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. Bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır. Bitki hücresinde büyük hayvan hücresinde küçüktür. koful=depo
Mitokondriler
Mitokondriler
Sosis veya çomak biçiminde, zarımsı bir yapıdır. Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. Hücre solunumunun sitrik asit devri (Krebs çemberi) burada gerçekleşir. Organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada ATP (Adenozin TriFosfat) şekline çevrilir.
Plastitler
Plastitler
Yalnızca bitki hücrelerinde bulunurlar. Üç çeşidi vardır.
Kloroplastlar, yeşil renklidir, klorofil içerirler. Bitkilere yeşil rengini bunlar verirler. Güneş ışığı karşısında su ve karbondioksitten organik maddeler imal ederler ki, bu olaya karbon özümlemesi (fotosentez) adı verilir.
Kloroplastlar, yeşil renklidir, klorofil içerirler. Bitkilere yeşil rengini bunlar verirler. Güneş ışığı karşısında su ve karbondioksitten organik maddeler imal ederler ki, bu olaya karbon özümlemesi (fotosentez) adı verilir.
Kromoplastlar, renkli plastitlerdir. Turuncu renkte olanlara “karoten”, sarı renkte olanlara “ksantofil”, sarımsı kırmızı olanlara da “likopen” denir. Havuç ve domates gibi meyve ve sebzelerin kendine has renklerini verirler.
Lökoplastlar, renksizdirler. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök, yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. Fotosentez sonucu oluşan glikoz, iletim sistemi aracılığıyla depo yeri olan lökoplastlara gelir. Burada glikoz molekülleri birleşerek nişasta molekülleri meydana gelir. Nişastanın sentezi esnasında, su açığa çıkar. “n” sayıda glikoz molekülünün birleşmesi esnasında (n-1) sayıda H2O molekülü açığa çıkar. Nişasta taneciklerinin şekil ve büyüklükleri bitkinin çeşidine göre farklılık gösterir.
Ribozom
Endoplazmik retikulum kanalcıkları boyunca sıralanmış ve sitoplazmada dağınık olarak bulunan protein sentezinin başladığı yapılardır. Yaklaşık 150 Angström çapındadırlar. Yapılarının % 65’i RNA (ribonükleik asit) ve % 35’i proteindir. Ribozom yardımı ile sentezlenen proteinler endoplazmik retikulum aracılığı ile hücre içi bölgelere veya hücre dışına iletilirler.
Sentriyoller [değiştir]Sadece hayvan hücrelerinde bulunmakla beraber, çok az bitki hücresinde de rastlanmıştır. Sentriyoller, çekirdeğin yakınında ve birbiriyle dik açı yapacak şekilde yerleşmiş iki kısa silindirden ibarettir. Üçlü gruplar halindeki tüpçükler sentriyolün duvarları içinde uzunlamasına olarak ilerlerler. Çeper boyunca bu üçlülerin 9 tanesi düzgün aralıklarla yerleşmişlerdir.
Sentriyoller [değiştir]Sadece hayvan hücrelerinde bulunmakla beraber, çok az bitki hücresinde de rastlanmıştır. Sentriyoller, çekirdeğin yakınında ve birbiriyle dik açı yapacak şekilde yerleşmiş iki kısa silindirden ibarettir. Üçlü gruplar halindeki tüpçükler sentriyolün duvarları içinde uzunlamasına olarak ilerlerler. Çeper boyunca bu üçlülerin 9 tanesi düzgün aralıklarla yerleşmişlerdir.
Yapı | Prokaryot Hücre | Bitki Hücresi | Hayvan Hücresi | Kısaca Görevi |
---|---|---|---|---|
Hücre zarı | Var | Var | Var | Madde alış-verişi ve sitoplazmayı ortamdan ayırmak |
Hücre çeperi | Var | Var | Yok | Koruma ve destek |
Ribozom | Var | Var | Var | Protein sentezi |
Mitokondri | Yok | Var | Var | Enerji (ATP) üretim merkezi |
Plastitler | Yok | Var | Yok | Çeşitli pigmentleri taşımak, besin depo etmek |
Klorofil | Var (bazılarında) | Var (çoğunda) | Yok | Fotosentez yapmak |
Sentrozom | Yok | Yok | Var | Hücre bölünmesinde görevli |
Lizozom | Yok | Benzeri var | Var | Hücre içi sindirim yapmak |
Golgi aygıtı | Yok | Var | Var | Hücre dışına salgı yapma |
Endoplazmik retikulum | Yok | Var | Var | Madde taşınması ve depolanması, lipid sentezi |
Koful (Vakuol) | Yok | Var (büyük) | Var (küçük) | Geçici depolama birimi |
Çekirdek | Zarla çevrili değil | Var | Var | Hücrenin kalıtım ve yönetim merkezi |
Çekirdekçik | Yok | Var | Var | RNA ve Ribozom sentezi |
Depresyon Nedir
Depresyona giren kişi ne kadar iradeli olursa olsun, ne kadar isterse istesin beynine söz geçiremez. İyileşmeyi en çok kendisi istediği halde bu elinden gelmez. Bu nedenle depresyondaki bir hastaya yapılacak en kötü telkin ‘takma kafana’demektir.Depresyona yatkın kişilik yapısı var mı?
Prof. Dr. Mert Savrun; Bugün için depresyona yatkın bir kişilik yapısından söz etmek güç. Ancak bazı durumlarda depresyona daha sık rastlanıyor. Örneğin kadınların depresyona girme ihtimali erkeklerden çok daha fazla. Diyabet, kanser hastalarında depresyon görülme ihtimali gene çok yüksek. Özellikle kalp, şeker gibi kronik bir rahatsızlığı olanlarda depresyonun tanınması ve tedavisi çok önemli, ihmal edilen depresyonlarda kronik hastalıkların tedavisi çok daha zor oluyor. Yine yaşlılarda kayıpların artmasıyla birlikte depresyon görülme oranı artıyor.Depresyon geçirenler doktora başvuruyor mu?
Prof. Dr. Mert Savrun: Eskiye kıyasla psikiyatriye başvuran depresyon hastalarının sayısı tabii ki artıyor. Özelliklebana ‘deli’ derler tabusu büyük oranda azaldı. Ama hâlâ insanlar ‘depresyondan çıkmak insanın kendi elinde’ düşüncesiyle doktora başvurmayı reddediyor. Halbuki depresyon, beynin iradi olarak karar veren kısmıyla ilgili değil, duyguların yönetildiği bölgenin hastalığıdır. Normal insanda akılcı beyinle duygusal beyin arasında ritmik bir ahenk vardır. Ama depresyon ortaya çıkınca bu ahenk bozulur, kişide duygusal beyinin hakimiyeti ön plana çıkar. Kişi artık ne kadar isterse istesin, ne kadar iradeli olursa olsun duygusal beynine söz geçiremez. İyileşmeyi en çok kendisi istediği halde bu elinden gelmez. Bu nedenle depresyondaki bir hastaya yapılacak en kötü telkin ‘Takma kafana’ demektir. Hasta da kafasına takmaması gerektiğini herkesten daha çok bilir ve ister ama yapamaz.Depresyon hangi yaşlarda daha sıktır?
Prof. Dr. Mert Savrun: Depresyonun ilk başlangıcı genellikle 20, 30 ve 40′lı yaşlara rastlar. Ancak son yıllarda 3-5 gibi çok küçük yaşlarda bile depresyona rastlayabiliyoruz.Depresyon hastaların yaşamını nasıl değiştirir?
Prof. Dr. Mert Savrun: En başta hastanın yaşam kalitesini düşürür, iş, aile, sosyal hayat, eğitim alanlarında ciddi sorunlar ortaya çıkar. Depresyondaki bireylerin girişkenliği azalır, konsantrasyonları bozulur, tahammülsüzlük ve buna bağlı ani öfkelenmeler görülür. Bütün bu belirtiler iş yaşamını derinden etkiler. Sabahleyin yorgun ve bıkkın şekilde işe gelen, verimliliği ileri derecede, azalmış, çevresiyle iletişimi bozulan çalışanın bir süre sonra işini kaybetme tehlikesi ortaya çıkar. Zaten depresyon nedeniyle gelecek kaygısı yaşayan kişi bir de gerçek anlamda işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya gelince beklentileri ve umutları daha da fazla azalır. Özellikle tehlikeli işlerde çalışan veya araba kullanan insanlarda depresyonun tanınması ve tedavisi daha bir önem kazanır. Dikkatsizlik, dalgınlık, hayattan soğuma iş kazalarına veya trafik kazalarına neden olabilir. Keza aynı şekilde aile içi ilişkiler de yıpranır.Depresyon cinsel yaşamı nasıl etkiler?
Prof. Dr. Mert Savrun: Cinsel hayat hem erkeklerde hem de kadınlarda ciddi şekilde bozulur. Kadınlarda cinsel isteksizlik, orgazm güçlüğü yaşanır. Yine erkeklerde cinsel ilgide azalma ve ereksiyon güçlüğü görülür. Bu arada depresyon aile içi tartışmalara, kavgalara da neden olur. Hoşgörü çok azalır. Basit bir ilaçla tedavi edilebilecek bir durum bazen bir ailenin çökmesine bile neden olabilir.Çocuklarda ne tür değişikliklere yol açar?
Prof. Dr. Mert Savrun: Depresyon okul ve sosyal yaşantıyı da bozar. Okuldaki başarı belirgin bir şekilde düşer. Arkadaş ilişkileri bozulur. Özellikle ergenler ya çok kızgın ve öfkeli olup evin içinde sürekli huzursuzluğa neden olur. Ya da bir köşeye çekilip sessiz sedasız kendi halinde yaşamaya başlar. Özellikle anne babaların, ergenlik dönemindeki çocuklarında ortaya çıkan davranış değişikliklerine daha dikkat etmeleri gerekir. Ergenlerde depresyon görülme sıklığı artıyor. Çocuktaki davranış değişikliklerini ergenlik bunalımlarına bağlayıp profesyonel yardım almama, depresyonların kronikleşip tedavilerinin daha güç hale gelmesine neden olabilir. Depresyonun tanınması özellikle gençlerde çok önemlidir. Çünkü depresyona bağlı olarak alkol ve uyuşturucu madde kullanımı ortaya çıkabilir.Bunları da Bilelilim:
• Kadınlarda depresyona erkeklere oranla çok daha sık rastlanır. Ancak kadınlar lehine olumlu bir durum da var. Duygularını daha iyi gösterebilme yetenekleri ve psikiyatriste çekinmeden başvurmaları kısmen de olsa bu farkın etkilerini azaltıyor.
• Kadınların bazı dönemlerinde örneğin doğum sonrasında,menopoz da depresyona yatkınlık artar.
• Sosyokültürel bazı faktörler depresyondan koruyabilir. Evli olmak, belirgin bir aile desteğine sahip ‘olmak kişileri depresyondan korur. Bekar ve boşanmış kişilerde depresyona daha sık rastlanır.
Prof. Dr. Mert Savrun; Bugün için depresyona yatkın bir kişilik yapısından söz etmek güç. Ancak bazı durumlarda depresyona daha sık rastlanıyor. Örneğin kadınların depresyona girme ihtimali erkeklerden çok daha fazla. Diyabet, kanser hastalarında depresyon görülme ihtimali gene çok yüksek. Özellikle kalp, şeker gibi kronik bir rahatsızlığı olanlarda depresyonun tanınması ve tedavisi çok önemli, ihmal edilen depresyonlarda kronik hastalıkların tedavisi çok daha zor oluyor. Yine yaşlılarda kayıpların artmasıyla birlikte depresyon görülme oranı artıyor.
Prof. Dr. Mert Savrun: Eskiye kıyasla psikiyatriye başvuran depresyon hastalarının sayısı tabii ki artıyor. Özelliklebana ‘deli’ derler tabusu büyük oranda azaldı. Ama hâlâ insanlar ‘depresyondan çıkmak insanın kendi elinde’ düşüncesiyle doktora başvurmayı reddediyor. Halbuki depresyon, beynin iradi olarak karar veren kısmıyla ilgili değil, duyguların yönetildiği bölgenin hastalığıdır. Normal insanda akılcı beyinle duygusal beyin arasında ritmik bir ahenk vardır. Ama depresyon ortaya çıkınca bu ahenk bozulur, kişide duygusal beyinin hakimiyeti ön plana çıkar. Kişi artık ne kadar isterse istesin, ne kadar iradeli olursa olsun duygusal beynine söz geçiremez. İyileşmeyi en çok kendisi istediği halde bu elinden gelmez. Bu nedenle depresyondaki bir hastaya yapılacak en kötü telkin ‘Takma kafana’ demektir. Hasta da kafasına takmaması gerektiğini herkesten daha çok bilir ve ister ama yapamaz.
Prof. Dr. Mert Savrun: Depresyonun ilk başlangıcı genellikle 20, 30 ve 40′lı yaşlara rastlar. Ancak son yıllarda 3-5 gibi çok küçük yaşlarda bile depresyona rastlayabiliyoruz.
Prof. Dr. Mert Savrun: En başta hastanın yaşam kalitesini düşürür, iş, aile, sosyal hayat, eğitim alanlarında ciddi sorunlar ortaya çıkar. Depresyondaki bireylerin girişkenliği azalır, konsantrasyonları bozulur, tahammülsüzlük ve buna bağlı ani öfkelenmeler görülür. Bütün bu belirtiler iş yaşamını derinden etkiler. Sabahleyin yorgun ve bıkkın şekilde işe gelen, verimliliği ileri derecede, azalmış, çevresiyle iletişimi bozulan çalışanın bir süre sonra işini kaybetme tehlikesi ortaya çıkar. Zaten depresyon nedeniyle gelecek kaygısı yaşayan kişi bir de gerçek anlamda işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya gelince beklentileri ve umutları daha da fazla azalır. Özellikle tehlikeli işlerde çalışan veya araba kullanan insanlarda depresyonun tanınması ve tedavisi daha bir önem kazanır. Dikkatsizlik, dalgınlık, hayattan soğuma iş kazalarına veya trafik kazalarına neden olabilir. Keza aynı şekilde aile içi ilişkiler de yıpranır.
Prof. Dr. Mert Savrun: Cinsel hayat hem erkeklerde hem de kadınlarda ciddi şekilde bozulur. Kadınlarda cinsel isteksizlik, orgazm güçlüğü yaşanır. Yine erkeklerde cinsel ilgide azalma ve ereksiyon güçlüğü görülür. Bu arada depresyon aile içi tartışmalara, kavgalara da neden olur. Hoşgörü çok azalır. Basit bir ilaçla tedavi edilebilecek bir durum bazen bir ailenin çökmesine bile neden olabilir.
Prof. Dr. Mert Savrun: Depresyon okul ve sosyal yaşantıyı da bozar. Okuldaki başarı belirgin bir şekilde düşer. Arkadaş ilişkileri bozulur. Özellikle ergenler ya çok kızgın ve öfkeli olup evin içinde sürekli huzursuzluğa neden olur. Ya da bir köşeye çekilip sessiz sedasız kendi halinde yaşamaya başlar. Özellikle anne babaların, ergenlik dönemindeki çocuklarında ortaya çıkan davranış değişikliklerine daha dikkat etmeleri gerekir. Ergenlerde depresyon görülme sıklığı artıyor. Çocuktaki davranış değişikliklerini ergenlik bunalımlarına bağlayıp profesyonel yardım almama, depresyonların kronikleşip tedavilerinin daha güç hale gelmesine neden olabilir. Depresyonun tanınması özellikle gençlerde çok önemlidir. Çünkü depresyona bağlı olarak alkol ve uyuşturucu madde kullanımı ortaya çıkabilir.
• Kadınlarda depresyona erkeklere oranla çok daha sık rastlanır. Ancak kadınlar lehine olumlu bir durum da var. Duygularını daha iyi gösterebilme yetenekleri ve psikiyatriste çekinmeden başvurmaları kısmen de olsa bu farkın etkilerini azaltıyor.
• Kadınların bazı dönemlerinde örneğin doğum sonrasında,menopoz
•Alkol ve madde kullanan kişilerde depresyona sık rastlanır.
•Diyabet,tansiyon,kalp hastalıkları gibi bazı kronik rahatsızlıklarda depresyon daha sık görülür.
•Diyabet,tansiyon,kalp hastalıkları gibi bazı kronik rahatsızlıklarda depresyon daha sık görülür.
Çocuklarda Uyku Bozukluğu
Daha önce de uykunun çocuklar için ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu gördük. Ancak bazı çocukların uyku konusunda yaşadığı sorunlar göz önüne alındığında, uyku konusu hakkında daha çok bilgi sahibi olmamız gerektiği de anlaşılmaktadır. Bazı çocuklar düzenli olarak uyuyamamakta ve bu nedenle uykunun sağlayacağı yararlardan yoksun kalmaktadır. Bu bölümde uyku bozukluklukları konusuna değinerek, uyku bozukluğu vakalarında uygulayabileceğimiz doğal sağlık tedavilerini inceleyeceğiz. Çocuğunuzun uykusuzluğunun nedeni ne olursa olsun, yapmanız gereken en temel şeyler her zaman için aynıdır: Uyku saatlerini düzene oturtmak, sakin ve istikrarlı olmak, çocuğunuzun rahatça uykuya dalabileceği ve sabaha kadar deliksiz uyuyabileceği bir ortam oluşturmak.
Uyku Bozukluğunun üstesinden gelebilirsiniz!
Çocuğunuz uzun bir yolculuğun ardından kendisini yorgun hissettiği için huzursuzluk yapabilir ve uyumak istemeyebilir, stresli olabilir ve uykuya dalmakta zorluk çekebilir, gece uyku saatlerini daha ileri bir zamana çekmek isteyebilir, sabahları çok geç kalkarak akşamlan çok geç yatma alışkanlığı edinmiş olabilir. Bu gibi durumlarda genellikle uyku saatlerinin düzenli olarak takip edilmesi gerekmektedir ancak bazı durumlarda doğal sağlık tedavilerine başvurulabilir.
Doğal sağlık tedavileri:
* Mine bitkisinin yatıştırıcı ve teskin edici özelliği uyumak istemeyen çocukların bile uykusunu getirir.
* Limon yaprakları sinirli ve hassas olan çocukların uykuya dalmasını kolaylaşürır.
* Hayit adı verilen ve bitkibilimde “motherwort” olarak bilinen bitki korku nedeniyle uyuyamayan bebek ve çocuklar için kullanılabilir.
* Ağlayan ve uykuya dalamayan bebekleri için papatya çayı kullanılabilir.
* Papatya, lavanta, şerbetçi otu ve limon karışımını küvet suyuna ekleyerek bebeğinizi/çocuğunuzu bu suda yıkayın.
* Kedi otunu iyice ezerek bal ile karıştırın ve karışımı çocuğunuza yedirin. Özellikle çocuğunuzun stresli olduğu günlerde bu karışım sayesinde daha rahat uyuduğunu göreceksiniz.
* Çocuğunuzun uyku sorununun temelini oluşturan sebepleri tespit edin ve homeopati uzmanınızın uygun gördüğü homeopatik tedavileri uygulayın. Homeopati tedavilerinin uzun bir süreye yayılması gerektiğini unutmayın. Homeopati alanında uygulanan tedavileri çocuğunuzun uyku vaktinden 1 saat önce kullanabilirsiniz. Bu tedavilerin 14 gün boyunca sürdürülmesi gerekebilir. Çocuğunuz geceleri kalkar ve bir daha uykuya dalamazsa bu tedavileri tekrarlamanız gerekebilir:
* Limon yaprakları sinirli ve hassas olan çocukların uykuya dalmasını kolaylaşürır.
* Hayit adı verilen ve bitkibilimde “motherwort” olarak bilinen bitki korku nedeniyle uyuyamayan bebek ve çocuklar için kullanılabilir.
* Ağlayan ve uykuya dalamayan bebekleri için papatya çayı kullanılabilir.
* Papatya, lavanta, şerbetçi otu ve limon karışımını küvet suyuna ekleyerek bebeğinizi/çocuğunuzu bu suda yıkayın.
* Kedi otunu iyice ezerek bal ile karıştırın ve karışımı çocuğunuza yedirin. Özellikle çocuğunuzun stresli olduğu günlerde bu karışım sayesinde daha rahat uyuduğunu göreceksiniz.
* Çocuğunuzun uyku sorununun temelini oluşturan sebepleri tespit edin ve homeopati uzmanınızın uygun gördüğü homeopatik tedavileri uygulayın. Homeopati tedavilerinin uzun bir süreye yayılması gerektiğini unutmayın. Homeopati alanında uygulanan tedavileri çocuğunuzun uyku vaktinden 1 saat önce kullanabilirsiniz. Bu tedavilerin 14 gün boyunca sürdürülmesi gerekebilir. Çocuğunuz geceleri kalkar ve bir daha uykuya dalamazsa bu tedavileri tekrarlamanız gerekebilir:
• Çit kökü ve acı hıyar adı verilen bitkiler sürekli ağlayan çocuklar için kullanılabilir.
• “Rhus Tox.” adı verilen madde uyuyamayan, sürekli gezinmek isteyen ve huzursuzluk yapan çocuklar için uygundur.
• Altın anlamına gelen “aurum” adlı homeopatik madde ölüm ve kötü okul anıları ile ilgili rüyalar gören çocuklar için kullanılabilir. Bu tür çocuklar uyandıklarında kendilerini mutsuz ve bitkin hissederler.
• Bıldırcın otu yaşanan bir şok nedeniyle ortaya çıkan uyku sorunlarının giderilmesinde kullanılmaktadır. Huzursuzluk, kâbus ve ölüm korkusu gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkan uyku sorunlarında da bıldırcın otunun kullanımı uygundur.
• Aşırı korku nedeniyle ortaya çıkan susuzluk hissi ve hassasiyet homeopati alanında “fosfor” olarak tanımlanan madde ile giderilebilir.
• Rüzgârgülü bitkisi ağlamaklı olan çocuklar için kullanılabilir.
• Diş çıkarma gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkan uyku bozukluklarında papatya kullanılabilir. Uyumak için sürekli olarak ayakta sallanmayı iste¬yen çocuklara da papatya çayı içirebilirsiniz.
• Çok yoğun ve yorgunluk verici bir günün ardından uyumakta zorluk çeken çocuklar için “Nux vom.” adlı madde kullanılabilir.
• Çocuğunuzun zihni herhangi bir olayla meşgul olduğunda ve dikkatini başka bir alana kaydıramadığında kahve bitkisini deneyebilirsiniz.
■ Muz ve salatalık gibi bazı enerji verici gıdalar karın ağrısına ya da sindirim sorunlarına yol açabilir. Uyku öncesi bu gıdaların tüketiminden kaçının.
■ Bir bardak ılık keçi sütü herhangi bir sindirim sorununa yol açmadan çocuğunuza uyku verir.
■ Yaşı uygun olan çocuklar uyumadan önce çinko içeren pastiller çiğneyebilir. Bu pastiller çocukların daha rahat uyumasını sağlar.
■ Çiçek esansları güzel ve derin bir uyku için oldukça etkilidir. Çiçek terapistinize danışarak hangi çiçeklerin esanslarını birlikte kullanabileceğinizi öğrenin:
• Beyaz kestane zihinleri karmaşık olan çocuklar için uygundur.
• Huzursuz bir bebek ya da çocuk Bach çiçek esansları ile sakinleştirilebilir.
• Toz ağacı karanlık korkusu yaşayan çocuklar için uygundur.
• Ceviz yeni bir okul ya da yeni bir ev gibi değişiklikler nedeniyle uyum sorunu yaşayan çocuklar için kullanılabilir.
•Misk otu aşırı korku yaşayan ya da gerilim hisseden çocuk ve bebekler üzerinde etkilidir.
•Itır çiçeği, papatya, gül ve lavanta yağını çocuğunuzun banyo küvetine karıştırabilirsiniz. Bu şekilde çocuğunuzun sakinleştiğini ve rahatladığını göreceksiniz.
• “Rhus Tox.” adı verilen madde uyuyamayan, sürekli gezinmek isteyen ve huzursuzluk yapan çocuklar için uygundur.
• Altın anlamına gelen “aurum” adlı homeopatik madde ölüm ve kötü okul anıları ile ilgili rüyalar gören çocuklar için kullanılabilir. Bu tür çocuklar uyandıklarında kendilerini mutsuz ve bitkin hissederler.
• Bıldırcın otu yaşanan bir şok nedeniyle ortaya çıkan uyku sorunlarının giderilmesinde kullanılmaktadır. Huzursuzluk, kâbus ve ölüm korkusu gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkan uyku sorunlarında da bıldırcın otunun kullanımı uygundur.
• Aşırı korku nedeniyle ortaya çıkan susuzluk hissi ve hassasiyet homeopati alanında “fosfor” olarak tanımlanan madde ile giderilebilir.
• Rüzgârgülü bitkisi ağlamaklı olan çocuklar için kullanılabilir.
• Diş çıkarma gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkan uyku bozukluklarında papatya kullanılabilir. Uyumak için sürekli olarak ayakta sallanmayı iste¬yen çocuklara da papatya çayı içirebilirsiniz.
• Çok yoğun ve yorgunluk verici bir günün ardından uyumakta zorluk çeken çocuklar için “Nux vom.” adlı madde kullanılabilir.
• Çocuğunuzun zihni herhangi bir olayla meşgul olduğunda ve dikkatini başka bir alana kaydıramadığında kahve bitkisini deneyebilirsiniz.
■ Muz ve salatalık gibi bazı enerji verici gıdalar karın ağrısına ya da sindirim sorunlarına yol açabilir. Uyku öncesi bu gıdaların tüketiminden kaçının.
■ Bir bardak ılık keçi sütü herhangi bir sindirim sorununa yol açmadan çocuğunuza uyku verir.
■ Yaşı uygun olan çocuklar uyumadan önce çinko içeren pastiller çiğneyebilir. Bu pastiller çocukların daha rahat uyumasını sağlar.
■ Çiçek esansları güzel ve derin bir uyku için oldukça etkilidir. Çiçek terapistinize danışarak hangi çiçeklerin esanslarını birlikte kullanabileceğinizi öğrenin:
• Beyaz kestane zihinleri karmaşık olan çocuklar için uygundur.
• Huzursuz bir bebek ya da çocuk Bach çiçek esansları ile sakinleştirilebilir.
• Toz ağacı karanlık korkusu yaşayan çocuklar için uygundur.
• Ceviz yeni bir okul ya da yeni bir ev gibi değişiklikler nedeniyle uyum sorunu yaşayan çocuklar için kullanılabilir.
•Misk otu aşırı korku yaşayan ya da gerilim hisseden çocuk ve bebekler üzerinde etkilidir.
•Itır çiçeği, papatya, gül ve lavanta yağını çocuğunuzun banyo küvetine karıştırabilirsiniz. Bu şekilde çocuğunuzun sakinleştiğini ve rahatladığını göreceksiniz.
■ Üzerine birkaç damla lavanta yağı damlattığınız mendili çocuğunuzun yatağına ya da yastığına yakın bir yere koyarsanız, onun daha kolay uykuya daldığını gözlemleyebilirsiniz.
■ Buharlaştırıcı cam bir tüpün içine koyduğunuz lavanta ve papatya yağının da aynı etkiyi sağladığını göreceksiniz.
■ Uyku senti öncesinde lavanta ve papatya yağı ile yapacağınız masaj çocuğunuzun rahat uyumasını sağlayacaktır. Bu şekilde çocuğunuzun kendisini daha sakin ve huzurlu hissettiğini göreceksiniz.
Faydalı terapiler
Kranyal osteopati, çiçek esansları, (özellikle de çocuğunuzun uyku düzenini etkileyecek duygusal bir durum söz konusu olduğunda), besin terapileri, aromaterapi, homeopati, herbalizm, müzik terapisi, Ayurveda, masaj, refleksoloji.
Hemen hemen tüm doğal sağlık terapileri insanların rahatlamasını ve iç huzur kazanmasını sağlamaktadır. Rahatlık ve iç huzur çocuğunuzun uyumasını sağlayacak olan en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Bu nedenle faydalı terapilere başvurabilirsiniz.
■ Buharlaştırıcı cam bir tüpün içine koyduğunuz lavanta ve papatya yağının da aynı etkiyi sağladığını göreceksiniz.
■ Uyku senti öncesinde lavanta ve papatya yağı ile yapacağınız masaj çocuğunuzun rahat uyumasını sağlayacaktır. Bu şekilde çocuğunuzun kendisini daha sakin ve huzurlu hissettiğini göreceksiniz.
Faydalı terapiler
Kranyal osteopati, çiçek esansları, (özellikle de çocuğunuzun uyku düzenini etkileyecek duygusal bir durum söz konusu olduğunda), besin terapileri, aromaterapi, homeopati, herbalizm, müzik terapisi, Ayurveda, masaj, refleksoloji.
Hemen hemen tüm doğal sağlık terapileri insanların rahatlamasını ve iç huzur kazanmasını sağlamaktadır. Rahatlık ve iç huzur çocuğunuzun uyumasını sağlayacak olan en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Bu nedenle faydalı terapilere başvurabilirsiniz.
Knight Online İndir
Knight Online oyununun yeni versiyonu. Dünyanın dört bir yanından 10 milyondan fazla kişi Knight Online oynuyor.
PvP ortamında süregelen mücadele
Fantastik bir devasa online rol yapma oyununda nefes kesici PvP
El Morad ve Karus arasındaki benzersiz savaşta tarafınızı seçin
Birbirinde özel 4 karakter sınıfı arasında karar kılın
Diğer boyutlardan gelen büyüyü kullanan mage
Kendinden emin metin bir priest
Reddedilemez gücüyle warrior
Gölgelerde gizlenen bir rogue
Haftalık özel savaşlar ve kale kuşatmalarında savaşın!
Kral olma şansını yakalayarak güç ve saygınlık kazanın.
Tamamen ücretsiz!
Herkes için ücretsiz güncellemeler ve genişleme paketleri
Power Up Store bölümümüzden seçkin eşyalar alarak savaştaki becerilerinizi zirveye taşıyın!
Önemli Notlar: Bazı antivirüs programları tarafından virüs uyarısı verebilmekte olup, bu durum Knight online oyunun hile tespit için kullandığı altyapıdan kaynaklanmaktadır.
http://gamersfirst.ekolay.net/knightonlineworld/?q=tr/ucretsiz_indir

















Önemli Notlar: Bazı antivirüs programları tarafından virüs uyarısı verebilmekte olup, bu durum Knight online oyunun hile tespit için kullandığı altyapıdan kaynaklanmaktadır.
http://gamersfirst.ekolay.net/knightonlineworld/?q=tr/ucretsiz_indir
Silkroad Online Bard-Cleric Rehberi
1) Neden bard-cleric ?
* bard-cleric çünkü para açısından çok tasarruflu olmasının yanı sıra (bi rogue kadar
olmasada) sağlam çardır. bard mp cleric se hp üzerine kurulu bufflarıyla sıkıntı çektirmez.
olmasada) sağlam çardır. bard mp cleric se hp üzerine kurulu bufflarıyla sıkıntı çektirmez.
2) Statlarım ne olmalı ?
* tabiki full int olmalı. Sakın hybird denemeye kalkmayın üzülürsünüz.
3) Ne giymeliyim ?
* 2 seçeneğiniz var.
1. seçenek= light armor giyersiniz ve kasmada hiçbir sorun yaşamazzsınız.
2. seçenek= robe giyersiniz ve pvp-kervan olaylarında daha ii sonuç alırsınız.
1. seçenek= light armor giyersiniz ve kasmada hiçbir sorun yaşamazzsınız.
2. seçenek= robe giyersiniz ve pvp-kervan olaylarında daha ii sonuç alırsınız.
tavsiyem light armor
4) Farm yapmalımıyım. uzun süreli ?
* Ne yazıkki bu yapılandırma en az 800k sp isteyen bir yapılandırmadır ve evet adam gibi
bir farm zorunludur.
bir farm zorunludur.
5) Ben uniq delisiyim. Rahat kesebilirmiyim ki ?
* dediğim gibi hem atk hem def baımından sağlam çardır. eğer setiniz iise çok rahat kesersiniz. ayrıca 100 lwl da medusada aranan adam olursunuz.
6) Rahat kasılabilirmiyim ?
*İlk levellerda bu konuda çok zorlanıcaksınız. 30-40 gibi levellerda kendi levelinizin giantında veya pt moblarında sorun yaşayabilirsiniz. Tamamen size bağlı. Eğer setiniz iyiyse ve buffları kullanmadaki zamanlamanız güzel olursa kesersiniz ama hızlı olmaz. Tavsiyem bu levellerda mümkün olduğunca ( kendi leveliniz civarındaki ) giant ve pt moblarına dalmadan kasılın. Mesela 40 iken 42-43 lerde kasılın ama normal moblara dalın. 40 dan sonra 50 civarında tek başınıza daha rahat kasılırsınız. Bir sorun yaşıyıcağınızı sanmam.
7) Job işi ne olucak. Wiz ve Warior kaynıyor ortalık. Nasıl yapıcam ?
*Job konusunda endişelenmeniz gereken build wiz değil onu merak etmeyin. Sizin bard skilleriniz daha hızlı ve mag def ekleyebilirsiniz kendinize. Asıl endişelenmeniz gereken build Rogueler ve warlocklar. Nedenine gelince rogueler siz daha atış menziline gelemeden dağıtır sizi. Crit de cabası. Warlock ise hem defansı sağlam ( kalkanı var. ) hemde debuffları çok tehlikeli. Ne olduğunu anlamadan mefta olursunuz.
*Gerisinde bunlar kadar çok zorlanıcağınızı sanmam. Warior ztn heavy armor giyiyor ve mag defansı az. Wiz robe giymesine karşın canı çok az. Bard/Cleric ile karşılaşırsanız kim ilk vurursa o alır ( aynı level için geçerli )
*Gerisinde bunlar kadar çok zorlanıcağınızı sanmam. Warior ztn heavy armor giyiyor ve mag defansı az. Wiz robe giymesine karşın canı çok az. Bard/Cleric ile karşılaşırsanız kim ilk vurursa o alır ( aynı level için geçerli )
8) Ne bu böyle kardeşim event mobları beni hemen dağıtıyor. Ne olucak ?
*Eğer level atlamak için eventa gidiyorsanız çok iyiyapıyorsunuz ama eventa gidip bard ile moblara dalmak ( afedersiniz.. ) salaklık olur. Yaratıklar hemen hemen gp seviyesinde ve bardın tombourları belirli saldırıdan sonra etkisini kaybeder. Fayda etmez. Yapmanız gereken Cleric alıp;
1. seçenek ( leveliniz düşükse )= Magic cycle ve Mana cycle eş zamanlı kullanmak. Hem Mp artışı hem Hp.
2. seçenek= (Holy) Recovery Division + Bless açıp (İsternirse Mana Cycle veya Breeze de basılabilir ) önce (Pure) Offering sonra bard ile Booming Chord/Wawe ile saldırırsınız olur biter. Eğer hızlı iseniz bless hala devam ediyodur gönül rahatlığıyla dalın moba. Yetmezse tombourları basın.
1. seçenek ( leveliniz düşükse )= Magic cycle ve Mana cycle eş zamanlı kullanmak. Hem Mp artışı hem Hp.
2. seçenek= (Holy) Recovery Division + Bless açıp (İsternirse Mana Cycle veya Breeze de basılabilir ) önce (Pure) Offering sonra bard ile Booming Chord/Wawe ile saldırırsınız olur biter. Eğer hızlı iseniz bless hala devam ediyodur gönül rahatlığıyla dalın moba. Yetmezse tombourları basın.
Ne yaptık 2. seçenekte ?
BILGI
Toplamda şunu yaptık. Öncelikle mana breeze veya cycle basarak mp nin sürekli artmasını sağladık. Kullanıcağımız skiller fazla mp yer bitmesine karşın önlem aldık. Ardından offering kullanıcaz ve o skil hp yerine mp yiyor. Bunun için division basıp offerinden sonra canın çabuk ve bless basarakta rahat dolmasını sağladık. Offering en güçlü skiliniz moba baya zarar verirsiniz. Ardından bardın en güçlüsünü vurduk. Booming Chord/Wave. | ![]() |
SKİLL BÖLÜMÜ
Bard Skilleri
![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

kırmızılar açılmalı ztn o konuya girmiyorum.
maviler açılabilir. ama bence boşa sp. size bırakıyorum onları.
yıldızla işaretlediklerim pt kasılırken veya cave de uniq avlarken işimize yarıyacak skillerdir. açılcaklar.
![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

Cleric Skilleri
![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

kırmızılar kesin açılıcak.
mavi olan iki skill sadece light armor giyince işe yarıyo. ona göre açarsınız.
yıldızlılar bence boşa sp. ama siz uygun gördüklerinizi açabilirsiniz. hiç bir zararı olmas. sadece yararı olur.(sadece gereken sp artar)
![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

#Sonuç Olarak Değerlendirelim#
+> fazla para harcatmaz. pot konusunda sıkıntı yaratmaz
+> uniqlerde aranan adam olursunuz.
+> seri kasarsınız, kervan olayı zevklenir.
-> çok fazla sp isteyen gayret gerektiren bir yapılandırmadır
-> oyunda fazla bulunmadığı için taxi yaparken zorlanırsınız. çünkü oyuncuların%%70i bu buildi taxide görmemiştir.
+> uniqlerde aranan adam olursunuz.
+> seri kasarsınız, kervan olayı zevklenir.
-> çok fazla sp isteyen gayret gerektiren bir yapılandırmadır
-> oyunda fazla bulunmadığı için taxi yaparken zorlanırsınız. çünkü oyuncuların%%70i bu buildi taxide görmemiştir.
Oyundan Örnek Resim

Klasik Bard ve Cleric resimleri



![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

![]() | Resmi büyütmek için buraya TIKLAYIN. |

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)